İçeri girdiğimiz anda bir atmosferin sıcak mı yoksa soğuk mu olduğunu söyleyebiliriz, ancak havanın neminin düşük olup olmadığını algılamak bizim için kolayca anlaşılabilir değildir. Duyularımız, ciğerlerimize soluduğumuz veya cildimize dokunan havanın nem içeriğini hissedecek kadar hassas değildir.
Ancak, kuru havanın sağlığımız üzerindeki doğrudan ve dolaylı etkileri önemlidir. Düşük neme uzun süre maruz kalmak, birçok organ için sağlık sorunları (beyin, böbrekler, dolaşım, cilt ve gözler) ve kronik ve akut hava kaynaklı kirlenmeye, solunum yolu enfeksiyonlarına ve alerjilere karşı direnci azaltabilir.
Bir işyerinde optimum nemi korumak, çalışanların sağlığını iyileştirir; bu da devamsızlığı azaltır ve verimliliği arttırır.
İngiltere'deki bir enstitü (CIPD), 2015 Devamsızlık Yönetimi raporunda, soğuk algınlığı ve grip gibi ufak hastalıkların, kısa süreli hastalıkların en yaygın nedeni olduğunu belirtti. Bir binanın nem kontrolünü iyileştirmek, bu tür kısa süreli hastalıkları önlemek için, işletme ve çalışanların yararına olan etkili ve ekonomik bir yoldur.
% 40-60'lık bağıl nem, genel sağlık durumumuz, solunum sistemi bağışıklık sistemimizin etkin bir şekilde çalışması ve bina içindeki havadaki mikrop ve kirleticilerin yayılmasının önlenmesi için ideal koşuldur. Bu üç video, nem kontrolü ile sağlığın iyileştirilmesiyle ilgili gerçeklere genel bir bakış sunar.
Nem ve sağlık bölüm 1
Kuru hava ve havadaki virüslere etkisi
Nem ve sağlık bölüm 2
Kuru hava ve mukoza zarı solunum yolu bağışıklık sistemimize etkisi
Nem ve sağlık bölüm 3
Kuru hava ve havadaki virüs ve kirleticilerin yayılmasına etkisi
1948'den 2019'a kadar yapılmış olan ve orta seviyede bir iç mekan nem düzeyinin
olumlu faydalarını gösteren 25 bilimsel çalışmaya göz atın.
Düşük nemin etkileri hakkında daha fazla bilgi..